Okumaya değer

Ne olursa olsun OKUYUN!! Gardiyanların ayak sesleri koğuşun kapısında son buldu, getirdikleri genç bir mahkumu bıraktılar ve gittiler.



Sonrasında kalktı ve yavaş yavaş ikindi namazını kıldı. Yaşlı adam gencin namazını bitirmesini bekliyordu, onunla enine boyuna tanışmak istiyordu. Fakat genç ikindi namazını tamamladıği biçimde daha namaz kılmaya devam ediyordu, sonucunda tamamladı ve yerine geçip oturdu. Yaşlı adam birazcık daha yanına yaklaştı. -Nedir o extra kıldığın namaz? Biliyorsun ikindi namazından sonrasında kılınan nafile bir namaz yoktur? Delikanlı bir müddet cevap vermedi, daha sonrasında sakin bir sesle: -Kaza namazı dedi. -Ne vakit kazaya bırakmıştın? Dedi yaşlı adam. -Gözaltındayken, dedi. Çok yavaş bir şekilde söyledi bunu, daha sonra da gözleri uzaklara dalıp gitti. Yaşlı adam onu konuşturarak ve bir şeyleri hatırlatarak üzmek istemiyordu. Fakat gene de kendine hakim olamadı. -Ne kadar tuttular göz altında? -Yirmi dokuz gün. Tanrı allah, yirmi dokuz gün öyle mi? -Evet, yirmi dokuz gün. O yirmi dokuz günlük namazımı kaza edeceğim. -Kılamamışsındır, kıldırmamışlardır herhalde? Delikanlı bir müddet sustu ve sonrasında yaşlı adama döndü:-aslen namazlarımı kıldım, bir tek vaktimi bile kaçırmadım fakat… -Fakat ne? -Fakat namazın şartlarını yerine getiremedim, hep eksikti. Çoğu zaman abdest alamadım, teyemmüm ettim. -Olsun, teyemmümle olsun, kabul değil mi? -Fakat toprak bulamadım teyemmüm edecek, bazen beton duvara, kimi zaman de demir kapıya ellerimi sürerek teyemmüm ettim, kabul olur mu?-Ne demek kabul olmaz, normal olarak olur. -Kıbleyi de bilmiyordum, rica ettim söylemediler. Hem ayrıca namazın öteki rükünlerini de yerine getiremiyordum, askıdaydım, hem ellerim hem ayaklarım bağlıydı, çoğu zaman zorla rükuya gidebiliyordum, hele hiç secde yapamıyordum. -Olsun, olsun yine de kabuldür senin kıldığın bu namaz, dedi yaşlı adam. Fakat ses tonu gittikçe değişiyor, ağlamaklı bir hal alıyordu. -Sen öyle hep kabul kabul diyorsun ama… dedi ve bir süre sustu genç adam. Daha sonra değişik bir ses tonuyla devam etti. Biliyor musun, gözaltında bulunmuş olduğum o yirmi dokuz günün on beş günü anadan üryandım, çırılçıplaktım, soymuşlardı beni. Yalvarıyordum onlara, ne olur allah için bir tek külotumu bana verin, hiç eğer olmazsa namaz kılacağım süre verin diyordum, fakat vermiyorlardı. İşte o şekilde kıldım namazlarımı. Mümkün olduğu kadar toparlanıp avret yerlerimi örtmeye çalışıyordum. Fakat kimi zaman onu da yapamıyordum, bu şekilde namaz kılıyordum… Ortalığı epeyce bir müddet sessizlik kaplamıştı, delikanlı yaşlı adamdan cevap bekliyordu, bu namazları kaza etmesi gerekmiyor muydu? Yaşlı adam kafasını kaldırdığında gözyaşlarının baştan sona yüzünü ıslattığını gördü, ağlıyordu, ağlıyordu. Sonra birden doğruldu ve delikanlının omuzlarından kuvvetlice tuttu ve kendine çekti: -Bana bak delikanlı! Anlıyor musun, o namazları asla kaza etmeyeceksin. O namazları alıp allah’ın huzuruna varacaksın. “ allah’ım, sana bunları getirdim.” diyeceksin. Biliyor musun, bir ihtimal hayatında kıldığın en önemli namazlar, senin bu namazların olacak. Yaşlı adam sordu adın ne nerelisin ne iş yaparsın,suçun ne Delikanlı ? Adım Muhsin yazıcıoğlu kabahatum vatansever olmak…