Kaynanam beni uyandırmak için üzerime bir kova soğuk su döktü ama

Kaynanam beni uyandırmak için üzerime bir kova soğuk su döktü ama



Kendimi havluyla kurulayıp temiz kıyafetler giyerken, son iki yılı düşündüm. Onun onayını kazanmak için elimden gelen her şeyi yapmıştım; ev işlerine yardım etmiş, aile toplantıları organize etmiş, geleneklerine saygı göstermiştim; hatta bunlar benim yetiştirilme tarzımla çelişse bile. Yine de, tüm çabalarıma rağmen, onaylamaması inatçı ve tavizsiz kalmıştı. Sanki kalbinin etrafına bir bariyer, aşılmaz bir önyargı kalesi örmüş gibiydi.O sabahki davranışları bir dönüm noktasıydı. Sadece bir kova su değildi; atılan bir meydan okumaydı, artık görmezden gelinemeyecek bir meydan okumaydı. İki seçeneğim olduğunu fark ettim: Onun düşmanlığına sessizce katlanmaya devam etmek ya da kendimi ve oğluyla paylaştığım sevgiyi savunmak.Bu yeni berraklığın verdiği güçle, onunla yüzleşmek için merdivenlerden indim. Kocam çoktan yemek odasına girmiş, sanki sıradan bir sabahmış gibi kahvesini yudumluyordu. Saçlarım hâlâ nemli ama gözlerim kararlılıkla parıldarken beni görünce gözleri şaşkınlıkla açıldı.Konuşmasına fırsat vermeden derin bir nefes aldım ve kayınvalideme döndüm. “Kocamın annesi olarak sana saygı duydum ve istediğin gibi bir gelin olmaya çalıştım,” diye başladım, sesim kararlı ve netti. “Ama üzerime soğuk su dökmek sadece saygısızlık değil, aynı zamanda zalimlikti. Tıpkı senin gibi ben de saygı ve onurla muamele görmeyi hak ediyorum.”

Bir an için havada ağır bir sessizlik oldu, sanki duvarlar nefesini tutuyordu. Kaynanamın ifadesi değişti, yüzünde şaşkınlık ifadesi belirdi, sanki sözlerim beklemediği bir teli titretmişti.“Oğlunuzu tüm kalbimle seviyorum ve birlikte bir hayat kuruyoruz. Umarım hem onun hem de bizim için barış içinde bir arada yaşamanın bir yolunu bulabiliriz.” diye devam ettim.Kocam sonunda sesini buldu ve devam eden mücadelemde ilk kez yanımda yer aldı. “Anne, yeter artık. İkimiz de seni seviyoruz ama evliliğimize saygı duymanı istiyoruz.”Kaynanam beklenmedik olaylarla boğuşurken odada bir gerginlik, elle tutulur bir değişim vardı. Tepkisi hemen gelmedi, ama sessizliği iç gözlemini ima ediyordu; belki, sadece belki, değişimin mümkün olduğuna dair bir umut ışığıydı.Kocamın desteğiyle orada dururken, sabahın soğukluğunu eriten bir sıcaklığın içime yayıldığını hissettim. Bu, umudun, gücün ve sevginin en soğuk engelleri bile aşabileceğine olan inancın sıcaklığıydı.