Tam 4 Yerde 7 şiddetinde devasa deprem
MARMARA DEPREMİ HER GEÇEN GÜN YAKLAŞIYOR Marmara bölgesindeki depremin öncelikle Marmara bölgesinde her yeri etkileyeceğini belirten Ersoy, bölgede milyonlarca kişinin yaşadığını hatırlatarak şunları söyledi: "En az 28 milyon insanın yaşadığı bir bölge, milyonlarca konut var ve bunların hepsi büyük bir depremde etkilenir ayrıca buna sadece İstanbul olarak bakmamak gerekiyor. İstanbul'u yoğunluk açısından ele alıyoruz ama tüm Marmara'yı etkiler ve bu deprem Bursa, Edirne, Tekirdağ'ı da etkiler. Hatırlayalım Kocaeli depremi İstanbul'u yıktı ve 120 km ilerideydi ama şimdi beklediğimiz deprem 50 km bile yok".YÜKSEK BİNALARDA OTURANLAR DİKKAT! Ersoy, sekiz, on yıl içerisinde Marmara çevresinde büyük bir deprem olacaktır demek bence önemli bir tespit ve bu süreyi hiç boş geçirmemek gerekiyor diyerek sözlerine şöyle devam etti: "Biz tehlikeyi Marmara denizi içerisinde bekliyoruz fakat İstanbul'un önemli tehlikelerinden bir tanesi de yüksek binalar. Özellikle alüvyon gibi dere yatakları üzerine kurulu yüksek binalar sadece Marmara depreminden değil uzak depremlerden de etkilenebilir.Yani Bursa'daki, Eskişehir'deki veya çok uzaktaki bir deprem İstanbul'daki yüksek binaların eğer zemini çürük ise 2020 yılında İzmir depremi gibi betonarme modern yapıları etkileyebilir ve yıkımlar yaşanabilir. Bu da hiç konuşmadığımız tehlikelerden bir tanesi. Biz 1999 depreminden sonra çok uyuduk karar vermekte çok geç kaldık ve müteahhit ile vatandaş arasında devletin hakemlik görevi görmesi gerekiyor. Çürük yapıların bir şekilde yıkılarak yeniden yapılması veya güçlendirilmesi gerek, bunun başka yolu yok. Aslında depremde en güvenli yerler evlerin içidir ama bunlar sağlam evlerdir. Büyük bir depremden sonra artçılar bir yıl devam edecek. Türkiye'nin en sağlam yerinde yapılar yapmışsınız geçmişte etkilenmiş. Şimdi daha çürük zeminler üzerinde yapı stokları var gelecekte elbette daha fazla etkileneceğiz".İSTANBUL'UN HANGİ BÖLGELERİ DEPREME DAYANIKLI? Prof. Dr. Şükrü Ersoy çok sadeleştirilmiş jeoloji haritası üzerinde İstanbul bölgesini şu şekilde ifade etti: " "Kahve renkli verev çizgili kısımlar 1. jeolojik zamana ait İstanbul'un sert ve kayalık zeminleridir kısacası genelde sağlam zeminlerdir. Sarı zeminler ise daha genç kısmen kayalaşmış, kısmen de yumuşak, gevşek zeminler ve bu sarı kısımlardaki zemin depreme daha duyarlı olduklarından üzerindeki yapılar depremden nispeten daha fazla etkilenirler eğer yapı zemine uygun olarak inşa edilmişse sorun olmaz. Kuzeydeki yeşil renkli zeminler de sarı zeminlerden nispeten daha iyi olmakla birlikte yer yer sorunludur fakat bu bölgedeki yerleşim alanları depreme uzak bölgede kalmaktadır. Büyükçekmece gölü kuzeyindeki kırmızı zeminler metamorfik kayaçlardan oluşmaktadır genellikle sağlam ve kayalaşmış zemindir. Gri kısımlar ise jeolojik olarak en genç zeminler olup, genellikle dere yataklarındaki alüvyon gevşek zeminlerden oluşur en sorunlu zeminlerdir.""MARMARA DEPREMİ KITALAR ARASI SORUNA NEDEN OLABİLİR" Prof. Dr. Şükrü Ersoy şunları ifade etti "İstanbul depremi, Türkiye'nin sorunu değil bu kıtalar arası bir sorun yaratabilir ve bizim bunu milli güvenlik sorunu gibi ele almamız gerekiyor. İstanbul kıtalar arası önemli bir tedarik köprüsü, bu köprünün zincirini kırarsanız bunu tekrar toparlamak çok zor olabilir. Deprem sadece bir olay ama sonuçlarını düşündüğümüz zaman ürkütücü bir tablo var. Normal şartlar altında bir yapı mühendislik görmüş ise hasar görür ama yıkılmaz ve insanlar ölmez. 4 milyon konuttan bahsediyoruz ve çok ciddi kısmı yıkılırsa milyonlarca insan sokakta olacak. Bunların barınması, yemesi, güvenliği ve tedavisini yapacaksın. Buna hangi devletin gücü dayanır? Türkiye, teknik ve ekonomik olarak güçlü bir ülke ancak şu çağda güvenli binalar yaptığımız ancak insanların ölüm ve yaralanma sayılarını azaltabiliriz. Ülke olarak bunu yapmaya muktediriz".